Türkiye’nin Karşılaştığı Büyük Potansiyel

Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Haberler.com stüdyosuna konuk oldu ve Abdurrahman Yazıcı’nın sorularını yanıtladı.

Türkiye‘nin Avrupa’da prestij kazanacağı bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Gelecekte, Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında güvenlik, savunma, istihbarat ve dış politika alanlarında güçlü bir işbirliği olacağını öngörüyorum. Bu durumun çeşitli yansımaları olacaktır. Ülkemiz aynı zamanda 2005 yılından beri Avrupa Birliği ile müzakereler yürüten ve hala resmi olarak müzakerelerde bulunan bir ülke konumundadır. Ancak, son dönemdeki gelişmeler ve özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Avrupa’nın Türkiye’ye yaklaşımının değiştiğini gözlemliyoruz. Bu durumun müzakerelerin ilerleyişine etkisi olduğunu düşünmekteyim.

Program sunucusu Abdurrahman Yazıcı, Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde ABD ve Avrupa ülkeleri arasındaki savunma alanındaki gerilimin etkilerini sordu. Prof. Dr. Ülger, “Bu durumun Türkiye’nin AB üyeliği için daha güçlü bir konum elde etmesine neden olduğunu belirtilebilir. Ancak AB üyeliği aslında siyasi bir kararla belirlenir. Aday ülkeler, üyelikleri öncesinde belirli şartları yerine getirmekle yükümlüdür ve Avrupa tarafı son kararı verir. Örneğin, Bulgaristan ve Romanya’nın AB üyeliği için uzun süre beklemelerine rağmen kabul edilmişlerdir. Aynı şekilde Estonya, Letonya ve Litvanya gibi ülkeler de tarihlerinin zorluğuna rağmen AB’ye katılmışlardır.”

“Türkiye, Avrupa Birliği İçin Hazır Durumda”

“Türkiye’ye karşı bazı önyargılar bulunmakta ve kültürel farklılıklar sürekli vurgulanmaktadır. Müzakereler başladıktan kısa bir süre sonra bazı başlıkların askıya alındığını gözlemledik. Örneğin, Sarkozy döneminde Fransa 5 başlığı dondurmuş ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de 6 başlıkta blokaj uygulamıştır. Ancak şu anda, AB ile müzakereler resmi olarak devam etmekle birlikte fiilen durmuş durumdadır. Türkiye, AB’nin gereklilikleri açısından